1980’de İstanbul’da doğdum, kısa dönem askerlik yaptığım 3 ay boyunca İzmir’de
kalmam dışında, İstanbul’dan uzak kalmadım; bir köyüm, memleketim yok.
İstanbul Üniversitesi İktisat bölümünü zor bela bitirdikten sonra, hayata dair
herhangi bir beklentimin olmaması dolayısıyla, ne yapacağını bilmez bir halde
yaşıyorken; GNU/linux’la tanıştım. İlk tanışıklığım, İstanbul Bilgi
Üniversitesinde düzenlenen, IBM’in sponsorluğundaki Linux eğitimleri sayesinde
oldu. Linux üzerinde koşan hosting, datacenter, ar-ge, yazılım firmalarında
sistem yöneticiliği yaptım. Devamında, infrastructure-uygulama-kullanıcı
arasındaki katmanların artışıyla, bütün bu zincirin yönetimini sağlamak için
devops uzmanı olmaya evrildim.
Aklımın ermeye başladığı zamanlardan beri toplumsal, siyasal, çevresel,
kültürel, psikolojik konulara hep ilgili oldum. Teknolojinin mutfağında olmayı
sevsem de, hiçbir zaman sektörde karşılaştığım karakteristik insan tipinden;
sadece teknolojiyle ilgilenen insanlardan olmadım. Mahallemde sağlıklı gıdaya
erişmek için oluşturduğumuz bir gıda topluluğunun gönüllüsüyüm. Binamdaki
pratik işlerle devamlı ilgilenirim. Bahçede çalışmayı severim.
4 kediyle birlikte yaşıyorum.
Artık 40 yaşında olduğumdan, belli bir olgunluğa ulaştığımı hissediyorum;
kapitalizmin, içinden geçtiği dönemsel ihtiyaçlarına uygun insan tipini
ürettiğini görüyorum. Kendim de bu sürecin bir ürünüyüm; dolayısıyla benden
öncekileri ve sonrakileri eleştirmiyorum. Bu sistemin dünyamızdaki hayatı
tükettiği bir dönemde yaşıyorum. sistemin gündelik hayatı örgütlediği temel
varsayımların doğruluğuna inanmıyorum. Başka bir dünyayı kurabilir miyiz,
bilmiyorum. Fakat her insanın kendi hayatında başka bir dünyayı kurabileceğine
inanıyorum. Veganım, feministim, yolculuklarımı mümkün mertebe bisikletle
yapıyorum. Düzenli olarak kambucha mantarının çayını yaparım, mutfak atıklarımı
ayrıştırır, onlarla solucanlarımı besleyerek toprak elde ederim.
Düşünsel olarak, herhangi bir tabum yok. faydalı buldugum her fikre açığım.
Pratik ve pragmatik biri olmaya çalışıyorum; sanat için sanat, bilim için
bilim, felsefe için felsefe yapılması bana faydalı gelmiyor; hepsinin gezegen
yararına sunulmasını, öncelikli ihtiyaçlarımızı dönüştürmek için kullanılmasını
savunuyorum.
Burada kişisel fikirlerimi yayınlamayı düşünmüyorum. Mesleki sayılacak ilgilere
odaklanacağım, kişisel fikirlerimi takip etmek isterseniz Evrenle
Dans günlüğüme bakabilirsiniz.